10 Mart 2014 Pazartesi

Bugüne Kadar Kaydedilmiş En Yüksek Uçuş - Kızıl Akbaba

Bugüne kadar kaydedilmiş olan en yüksek uçuş üç metre kanat genişliği olan kızıl akbaba türüne aittir. 29 Kasım1975 tarihinde Batı Afrika'da Fildişi Sahilleri'nin üstünde, 37,900 feet (11,550 metre) yükseklikte bir jetin motoruna çarpmıştır. Uçak hasar görmüş, ancak emniyetle inmiştir.
Bu kuş, göçmen bir kuş olmadığı için, bu kadar yüksekte ne yaptığı bir muammadır.

Dünyanın En Eski Bayrağı

Galler'in Kızıl Ejderha bayrağı dünyanın en eski bayrağıdır (ikinci en eski bayrağı Danimarka'ya aittir). Bazıları Kızıl Ejderha'nın oraya Romalılar tarafından getirildiğini söylerken, diğerlerine göre bu bayrak Druid'lerin (Hekim-Büyücü) yılana ve ejderhaya duydukları saygıdan kaynaklanmıştır.
Bazılarına göreyse bu bayrak, dünyanın çeşitli kesimlerindeki ejderha efsanelerinin bir yankısıdır. Ejderha efsanelerinin en canlı olduğu ülkeler Galler ve Çin'dir.

Çin Su İşkencesi Mit'i Hakkında

Bir insanın alnına aklını yitirecek kadar uzun bir süre su damlatma işkencesinin Çin kültürü, tarihi veya yasalarıyla herhangi bir ilişkisi yoktur.

Bu işkenceyi ilk defa Engizisyon döneminde görüyoruz. 16.yy'da Hippolytus de Marsilis adlı bir İtalyan avukat bu işkence yöntemini icat ederek kullanmıştır.

Engizisyon işkencelerinde suyu kullanan bir çok yöntem vardır, bunların en bilineni kurbanın başından aşağı sürekli su dökerek onun nefes almasını zorlaştırmaktır.

Kediler Nekadar Yüksekten Düşerse Bir Şey Olmaz?

Amerikan Veteriner Tıp Birliği Dergisi'nde 1987 yılında iki New York'lu veteriner W.O. Whitney ile C.J. Mehlhaff tarafından "Kedilerde Yüksekten Düşme Sendromu" adlı bir yazı yayınlanmış. Bu inceleme bir yıl sonra özet halinde The Nature dergisinde yeniden yayınlanmıştır.

Kısaca bahsetmek gerekirse, yazarlar 2 ile 32 kat arası yükseklikteki binalardan düşüp çalıştıkları hastaneye getirilen kedilerdeki yaralanma ve ölüm oranını incelemiştir. Toplam ölüm oranı çok düşüktür. Kedilerin yüzde doksanı hayatta kalmaktadır.
İlginç olan şu ki araştırma sırasında ortalama olarak yedi katlı binalardan düşen kedilerin daha fazla yaralandığını, yükseklik artınca yaralanma oranının azaldığını göstermektedir.

The Nature dergisinde yanınlanan makalede ölüm ve yaralanma oranını belirleyen üç değişkenden bahsedilmiştir. Kedinin ulaştığı hız, kedinin düştüğü mesafe ve kedinin durma kuvvetinin yayıldığı alanın büyüklüğü. Beton sokaklar düşen maddeleri durdurmakta pek yardımcı olmasa da, kediler (sahiplerine kıyasla) daha küçük hasarlar yaşamaktadır. Çünkü ölümcül hızın altına düşmekte ve durma şokunu daha iyi absorbe edebilmektedirler. Düşen bir kedinin yüzey alanının kütlesine oranı insana göre daha azdır. Bu yüzden öldürücü hıza yaklaşık saatte 100 km'de ulaşırlar. (insan için bunun yarısı geçerlidir). Ayrıca çevikliklerinden dolayı (ki dört ayak üstüne düşme reflex'i adında çalışmalar devam etmektedir) genelde dört ayak üzerine düşerler; bu yüzden çarpmanın etkisi insanlardaki gibi iki değil dört ayağa dağılır. Ayrıca insanlardan esnek oldukları için esnek eklemlerin yardımıyla çarpmanın yumuşak dokulara olan etkisini azaltabilirler.