Kitap oldukça sıkıcı başlıyor diyebilirim.. Orta bölümlere kadar bilindik bir cinayet romanı izlenimi veriyor, ara ara tempo oldukça artıyor, o temponun süreceğini sanıp devam ediyosunuz ancak tempo olarak inişli çıkışlı bir kitap. Yazar supriz bir kurgu ile okuru şaşırtmayı amaçlamış ancak istenileni yapamamış bence. Katili kitabın orta kısımlarında tahmin edebiliyosunuz kısmen.. Vasat bir roman diyebilirim.
5 Ekim 2012 Cuma
Kitap incelemeleri : Şah Mat
Kitap oldukça sıkıcı başlıyor diyebilirim.. Orta bölümlere kadar bilindik bir cinayet romanı izlenimi veriyor, ara ara tempo oldukça artıyor, o temponun süreceğini sanıp devam ediyosunuz ancak tempo olarak inişli çıkışlı bir kitap. Yazar supriz bir kurgu ile okuru şaşırtmayı amaçlamış ancak istenileni yapamamış bence. Katili kitabın orta kısımlarında tahmin edebiliyosunuz kısmen.. Vasat bir roman diyebilirim.
17 Haziran 2012 Pazar
Dinozor incelemeleri : Carcharodontosaurus
Carcharodontosaurus , kara yaşamına adapte olmuş bir etoburdu, hatta kara yaşamlı en büyük avcı olduğunuda söyleyebiliriz sanırım, ancak Allosaurus ya da T-rex kadar ünlü değildir.Bu canavarın boyu 13 metreye ağırlığıda 7 tona kadar ulaşabilir. T-rex'den fazlasıyla büyüktür.
Bu boyutlarda bir dinozorun hayatta kalabilmesi için, hergün en az 60 kilogram et yemesi gerekmektedir.
Boyutlarından beklenenin aksine, kafatası zayıftır, dişleride ufaktır, hatta ısırdıgı avını T-rex ya da Spinosaurus kadar güçlü tutamaz, ancak Carcharodontosaurus'un dişleri sivri ve tırtıklıdır, tıpkı köpekbalığının dişleri gibi. Bu canavardan alınıcak bir ısırık, muhtemelen ölümcül yaralara neden olucaktır. Isırıgı kesinlikle ölümcüldür.10 Haziran 2012 Pazar
Dinozor incelemeleri : Spinosaurus
Bu dinozor türünün dünya'ya ayak bastığı ilk yerin kuzey afrika olduğu düşünülüyor. Burnundan kuyruğuna boyu 17 metreyi, ağırlığı 11 tonu bu dev, dünya'ya ayak basmış en büyük katil ünvanına sahip. Evet, meşhur T-rex den daha büyük. yaklaşık 4 - 5 metre daha büyük. Yanılmıyorsam "JURASSIC PARK 3" filminde konu alınan türdü.Ortaya çıkış döneminin "Kretas" ın ortaları olduğu düşünülüyor.
Spinosaurus üzerine yapılan detaylı araştırmalar, bu katilin yaşamını daha çok suda geçirdiğini gösteriyor. Tıpkı bir timsah gibi. Suda avlanma özellikleri inanılmaz gelişmiştir. Uzun ağız yapısı ve burun deliklerinin agız ucundan geride olması gibi önemli adaptasyonlara sahiptir. Dişleri kesmekten daha çok tutmak, adeta bir kelepçe görevi görmek üzere gelişmiş. Burnunun ucunda delikler ve sinüsler olduğu bulunmuş, bunun anlamı tıpkı bir timsah gibi burnunu suya daldırdığında basınç değişimlerini, avının mesafesini algılayabildiği.
Hernekadar suda avlanan bir tür olsada, karada da avlanabilir. Ancak iklimlerin değişmesi ve denizlerin yükselmesiyle kuruyan nehirler - akıntılar, Spinosaurus'un avlanma alanlarını yok etmiştir, karada avlanmak zorunda kalmıştır. Karada avlanmak rekabetide beraberinde getirir, Spinosaurus dışında karada bulunan pek çok avcı tür, avlanma bölgesi - leş vb sebeblerdeb rekabete ve kavgaya girişir. Bunun sonucunda dünya ya ayak basmış en büyük katil yok olmuştur.
Etiketler:
Dünya ya ayak basmış en büyük katil,
Spinosaurus
22 Mayıs 2012 Salı
Deniz Atı Gibi Adamsın Muhabbeti Yapıyorsunuz Ama..
Artık deniz atı erkeğinin hamile kaldığını yazmıcam çünkü artık onu bilmeyen kalmadı. Zaten bu iğrenç şakalarda o bilgi doğrultusunda yapılıyor. Fakat insanların bilmediği birşey var ki. Nedir?Şudur : Deniz atlarında hamilelik erkeklere özgüdür, bu yüzden dişiler erkeklerde çiftleşmek için bir nevi yarış içindedir. Hatta kıran kırana rekabet vardır diyebiliriz. Ayrıca parlak renk, süsler vb karşı cinsi cezbedecek özellikler, erkeği etkilemek için dişi deniz atlarında gelişmiştir.
"ANKARA" nın Kelime Anlamı
Ankara'nın kelime anlamı üzerine pek çok mit var. Bukadar çok yalan dolan bilgi olması benide şaşırttı doğrusu. Bende bir Ankaralı olarak bu konuya bir açıklık getireyim istedim.Ankara kelime kökenini Frigce "Ankyra" kelimesinden alır. Çok şaşıracaksınız fakat Ankyra'nın kelime anlamı "Çapa" dır. Evet hehe, ilginç değil mi? Ankara'da bir tek deniz eksik sohbetleri ve şakaları sıkça olur.
Peki gelelim neden Ankyra? Frigya'nın ünlü krallarından Gordias'ın oğlu Midas, bir gün bozkırda bir gemi çapasına rastlar. Böylece bu yeni kentin adını Frigce'de çapa anlamına gelen Ankyra koyar.
Bozkırın ortasında çapanın ne işi vardı? Araştırmalara göre eskiden bu bozkır bölgelerinde bir iç deniz vardı fakat zamanla denizin kuruduğu ve çapanında o zamanlardan kalmış olabileceği savunuldu.
Kaç Genimiz Var?
Biyologsanız böyle enteresan sorular ile karşılaşabiliyosunuz, hakaret etmiyorum yanlış anlaşılmasın. Herkesin biyoloji bilgisi 4 yıl eğitim almış bir kimsenin bilgisine eşit tabiki olamaz, hatta böyle sorular hoşuma bile gidiyor diyebilirim.Kaç genimiz var? bakınca çok anlamsız bir soru gibi görünsede, bununda cevabı mevcut. Gen baz dizilerinden meydana gelir (a-t-c-g) hatta milyonlarca baz dizisinden meydana gelir, ancak "insanı insan yapan" toplam gen sayısı yalnızca 25 bin.
Mart'a Dair
Ayların isimleri üzerine hep düşünmüşümdür, sonra dedimki ulen neden araştırmıyorum? Mart ayının kökeni, Roma'nın savaş tanrısı "Mars"tan geliyor. Peki neden? Çünkü Romalılar sefere çıkmak için en iyi zamanın bu mevsim - zaman süreci olduğunu düşünmüşler ve savaş tanrılarının adını bu aya vermişler. Yaratıcı, değil mi?
Etiketler:
mars,
mars savaş tanrısı,
mart adı,
mart ayının anlamı
Kitap İncelemeleri
Warcraft - Büyük Şef / Christie Golden
Christie Golden, Ravenloft serisinden "Sislerin Vampiri" kitabının da yazarı (Sislerin Vampiri'ni çok begenerek okuduğum için belirtmek istedim) Başarılı bir yazar olduğunu düşünüyorum. Kitap orc savaşçı Thrall'ın geçmişini anlatıyor. Warcraft oynayanlar zaten Thrall'ı yakından tanıyorlardır. (benimde sevdigim herolardandır) Ailesi henüz o bebekken öldürülen Thrall insanlar tarafından yetiştiriliyor ve savaş taktikleri, okuma ve yazma gibi herhangi bir orkun alamayacağı eğitimler alıyor. Ardından Thrall'ın özünü bulması ve verdiği özgürlük savaşı anlatılıyor. Yer yer sıkıcı olsada, Warcraft severlerin kesin okuması gereken, oynamayanların ise imkanları varsa okumaları gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Etiketler:
büyük şef,
christie golden,
warcraft büyük şef
20 Mayıs 2012 Pazar
Bilinmeyen Özel Gün - 14 MART
Şimdi diceksiniz ki ne lem 14 mart keko?
Pi sayısını bilirsiniz, ya da en azından duymuşsunuzdur. İşte 14 mart gününün Pi tutkunları için özel bir anlamı vardır. Dünya Pi Günü 14 mart tarihinde kutlanır, bunun nedeni "üçüncü ayın ondörtdüncü günü" olmasıdır.
Pi sayısını bilirsiniz, ya da en azından duymuşsunuzdur. İşte 14 mart gününün Pi tutkunları için özel bir anlamı vardır. Dünya Pi Günü 14 mart tarihinde kutlanır, bunun nedeni "üçüncü ayın ondörtdüncü günü" olmasıdır.
Kedilere Dair Bilinmesi Gereken Ufaktefek Bilgiler
Pek çok kimse kedileri sever, besler. Fakat kediler genel olarak soguk hayvanlar olarak tanımlanır. Hatta yıllarca kedi beslemiş insanlar bile, beslediği kedi tarafından saldırıya uğrayabilir. Bunun temel nedeni kedilerin hal ve hareketlerinin neyi anlattığının bilinmemesi. Gizemli hayvanlar vesselam.
İlk önce kedilerin çıkardığı seslerin anlamlarından bahsedelim. Genel olarak bildiğimiz "miyav" ve "mırlama" sesleri vardır. Bunların anlamları üzerine tartışalım.
Mırlama genel olarak mutlu olduklarının bir göstergesidir, fakat durum herzaman böyle olmayabilir. Kediler sıkıntılı ve üzgün olduklarında da mırlayabilirler.
Çok enteresan bir şekilde, bazı durumlarda kediler "mırlama" yı kendilerini yatıştırmak ve sakinleştirmek için kullanıldığıda saptanmış. Eğer kedinizi kızdırırsanız, ve sakin sakin mırlıyorsa üzerine gitmemekte fayda var, çünkü daha ileri giderseniz muhtemel bir darbe alırsınız.
Gelelim vücut dillerine. Kedilerin vücut dilleri köpeklere nazaran daha zor olsada çok karmaşık değildir.
Kedilerin kuyruklarını sallaması sinirli oldukları anlamına gelir, tabi avlanırkende bu davranış gözlenir fakat evcil kedilerde buna pek ihtiyaç duyulmuyor haliyle.
Patisiyle kendi burnuna dokunmakta bir dostu selamlama anlamına gelir.
Kafayı yere yapıştırmak ise "sözünü dinliyorum" anlamına gelir.
Yazımı bitirmeden kediler hakkındaki bir kaç mitide açıklamak istiyorum. Örnegin hep 4 ayak üzerine düşme durumu.
Evet kediler hep dört ayak üzerine düşerler, Yani genelde. Yüzdesi oldukça yüksektir. Bunun nedeni kedilerin çok iyi reflekslere sahip olmasıdır, hisleride aynı derecede kuvvetlidir. Kedilerin bu durumuna "düşme refleksi" adı verilir.
Son olarakda mart ayında dama çıkma mitine deyineyim. Kediler sadece mart ayında dama çıkmazlar bilinenin aksine. Yıl içinde bir kaç kere "kızgınlık dönemi" olarak isimlendirilen üreme periyoduna girer.
İlk önce kedilerin çıkardığı seslerin anlamlarından bahsedelim. Genel olarak bildiğimiz "miyav" ve "mırlama" sesleri vardır. Bunların anlamları üzerine tartışalım.
Mırlama genel olarak mutlu olduklarının bir göstergesidir, fakat durum herzaman böyle olmayabilir. Kediler sıkıntılı ve üzgün olduklarında da mırlayabilirler.
Çok enteresan bir şekilde, bazı durumlarda kediler "mırlama" yı kendilerini yatıştırmak ve sakinleştirmek için kullanıldığıda saptanmış. Eğer kedinizi kızdırırsanız, ve sakin sakin mırlıyorsa üzerine gitmemekte fayda var, çünkü daha ileri giderseniz muhtemel bir darbe alırsınız.
Gelelim vücut dillerine. Kedilerin vücut dilleri köpeklere nazaran daha zor olsada çok karmaşık değildir.
Kedilerin kuyruklarını sallaması sinirli oldukları anlamına gelir, tabi avlanırkende bu davranış gözlenir fakat evcil kedilerde buna pek ihtiyaç duyulmuyor haliyle.
Patisiyle kendi burnuna dokunmakta bir dostu selamlama anlamına gelir.
Kafayı yere yapıştırmak ise "sözünü dinliyorum" anlamına gelir.
Yazımı bitirmeden kediler hakkındaki bir kaç mitide açıklamak istiyorum. Örnegin hep 4 ayak üzerine düşme durumu.
Evet kediler hep dört ayak üzerine düşerler, Yani genelde. Yüzdesi oldukça yüksektir. Bunun nedeni kedilerin çok iyi reflekslere sahip olmasıdır, hisleride aynı derecede kuvvetlidir. Kedilerin bu durumuna "düşme refleksi" adı verilir.
Son olarakda mart ayında dama çıkma mitine deyineyim. Kediler sadece mart ayında dama çıkmazlar bilinenin aksine. Yıl içinde bir kaç kere "kızgınlık dönemi" olarak isimlendirilen üreme periyoduna girer.
Etiketler:
düzelme refleksi,
kedi,
kedi hareketleri,
kızgınlık dönemi
16 Mayıs 2012 Çarşamba
Kitap İncelemeleri
Efsane / David Gemmell
Hayatımda okuduğum en iyi kitaplardan dı desem yalan olmaz sanırım, gerçekten çok akıcı ve çok orjinal karakterler ile bezenmiş bir yapıt. Kitap bir şehire saldıran devasa çogunluktaki kabile ile şehri savunan insanlar arasında geçiyor. Şehiri savunan kişiler arasında Druss gibi "yerel halk kahramanı" olarak adlandırabileceğimiz çok orjinal bir karakter bulunuyor. Bunun yanısıra Serbitar adında "albino" bir "warpriest" de mevcut ki gerçekten hayran kaldım bu karaktere. Kitap büyük ölçüde savaş ortamı içerisinde geçiyor ve yazar o sahneleri öyle bir betimlemişki, tek tek zihninizde canlanıyor adeta. Efsane kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Şiddetle ve hiddetle tavsiye ediyorum.
Kitap İncelemeleri
Majestelerinin Ejderhası / Naomi Novik
Kitabın kapağı gayet başarılı hazırlanmış, bu yüzden bir hışımla okumaya başladım diyebilirim. Karakterler pek orjinal sayılmaz, ejderhalar üzerine yapılan morfolojik çalışmalar ise göz doldurucu. Yazarı taktir ettim bu çabasından dolayı. Kitap savaşlarda kullanılan ejderhalar ve onların binicileri üzerine kurulu, malum bu gibi durumlarda hikayenin temeli ejderha ve binicisi arasındaki duygusal bağ, ayrı kalmalar ve kavuşmalara dayanır. Fakat Majestelerinin Ejderhası'ndaki savaş bölümleri oldukça akıcı, fakat çok az bu tarz bölümler. Frp ve ejderha severlerin okuması gerek diyebilirim.
4 Mayıs 2012 Cuma
Kitap incelemeleri
Dracula / Bram Stoker
Kitap, karakterlerin tuttuğu günlükleri şablon edinmiş. Hernekadar klasikler arasında gösterilmesede, şahsım adına bir klasiktir. Kitabın en ilgi çekici ve akıcı kısımları ise ilk bölümleri (kont ile şatosunda misafir daha doğrusu tutsak edilen emlakçı "harker" kısımları) ayrıca Dr. Van Helsing başlı başına orjinal bir karakter, ingilizceyi düzensiz kullanımı (çevirme kitaplara tam olarak yansımamış) ve aşırı dobralığı ile oldukça eğlenceli. Tek can sıkıcı nokta ise yaşanan tüm koşturmaca ve maceradan sonra, sonunun çok basit bitmesi. Fakat okumaya kesinlikle değer.
Kitap incelemeleri
Zaman makinesi / H.G. Wells
En sevdiğim bilim kurgu yazarlarından birisi olan H.G.Wells'in kaliteli bir kitabı bence, bu kitabı diğer bilimkurgulardan ayıran özelliği gerçekten bilimsel olasılık ve hipotezlere dayanması, H.G.Wells gerçekten iyi bir düşünür ve gözlemci olduğunu ispatlamış. Kitapda ingiliz bir bilim adamının kendi icat ettiği zaman makinası ile geleceğe gitmesi, fakat umduğunun çok dışında bir sahne ile karşılaşması konu edilmiş. sıradışı bir şekilde sürükleyici gerçekten.
Kitap incelemeleri
Ölüm İçgüdüsü / Jed Rubenfeld
Sigmund Freud'un savaş nevrozları üzerine hiptozlerini yayınladığı II. dünya savaşı sıralarında geçen romanda, Sigmund Freud'un yanı sıra Madam Curie gibi tanınmış karakterlerde yer alıyor. oldukça akıcı, özellikle Freud hayranlarının zevkle okuyacağını tahmin ediyorum. Amerika'da yapılan bir bombalı saldırının gizemini çözmeye çalışan bir polis ve doktor karakteri üzerine kurulu, Freud'un bazı kısımlarda yer almasıda olayı oldukça tatlı kılmış. Romanın ilerleyen bölümlerine kadar parçaları tam anlamı ile oturtamasanızda, oldukça güzel bir kurguya sahip. Tavsiye ederimKitap incelemeleri
25. Saat / David Benioff
Kitap polis tarafından yakalanan ve kodese girmeden önce elinde 1 günü olan bir uyuşturucu satıcısını ve onun garip arkadaşlarını konu ediniyor. Kitap başlarda insanı sıkmasına rağmen ilerledikçe zevkli ve akıcı bir hal alıyor, sonlarında ise gerçek bir tramva ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Okumaya değer bir kitap gerçekten. Ayrıca sinema perdesinede aktarıldığını düşünüyorum.Kitap incelemeleri
Evrenin Çocukları "yaratılışın öyküsü" / Prof. Dr. Ali Demirsoy
Biyolojik evrimi anlamak için ilk önce kimyasal evrimi ve daha da ötesinde evreni anlamak gerek ilkesinden yola çıkarak okuduğum bir kitap. Prof. Dr. Ali Demirsoy biyolog olmasına rağmen, bence (şahsi görüşüm) pek çok fizikçi ve gökbilimciye taş çıkartacak bir kitap yazmış. Bu sebeb ile kendisini içtenlikle tebrik etmek isterim herşeyden önce. Kitap olabildiğince yalın, anlaşılır bir dille yazılmış. Sanırım yazar bilimle çok içli dışlı olmayan kişilere dahi içtenlikle yardımcı olmaya çalışmış. Her kavram uzun uzadıya örneklerle anlatılıp pekiştirilmiş. Ali Demirsoy'un diğer kitaplarına nazaran gerçekten anlaması kolay bir kitap. Evren hakkında gerçekten kaliteli bilgiye sahip olmak için okunması gerekir derim.
Etiketler:
ali demirsoy,
ali demirsoy evrenin çocukları,
Evrenin çocukları
Tom ve jerry
Çogumuzun çocukken ilgiyle izlediği bu çekişmeleri bitmek bilmez kedi - fare ikilisi, projenin başlarında kedi - köpek olarak düşünülmüştür.
Einstein'ın Son Sözleri
Ünlü fizikçi, aynı zamanda karakter olarakta oldukça renkli olan Einstein, Almanya'da ölüm döşeğinde hayatının son anlarını yaşarken söylediği son sözler, Einstein'a refakat eden hemşire Almanca bilmediği için öğrenilemedi.
Liverpool - Everton çekişmesinin temeli
Esasında, yaptığım araştırmalara göre Anfield stadının ilk sahibi, daha doğrusu kiracısı Everton'dur. Gel zaman git zaman klüp mal sahibi ile fiyat konusunda anlaşamaz, buna atarlanan mal sahibi Everton'u tahliye eder ve kendi klübünü kurar yani Liverpool'u. Eğer Everton kira miktarina itiraz etmemiş olsaydı, belkide şu anda Liverpool adı altında bir spor klubü olmayacaktı
Etiketler:
liverpool everton,
liverpool everton rekabeti
Buda heykellerindeki figürlerin anlamları
İlerleyen günlerde buda ve yoga üzerine uzun uzadıya bir yazı yazmayı planlamıyor değilim, şimdilik buda heykellerinde bulunan figürlerin anlamlarını açıklamaya çalışayım.
Buda heykellerinde genellikle kulak memeleri uzundur, nedeni : Buda'nın herşeyi işiten olduğunu simgelemektir.
Buda heykellerinde, baş kısmı büyük yapılır ve alın çıkıntılıdır (üzerinde mücevher konulduğuda sık görülür), nedeni : bilgeliği ve zekayı simgelemesidir.

Buda heykellerinin alnının ortasında bulunan kırmızı noktanın anlamı : Herşeyi gören bir gözü simgeler.
Buda heykellerinde beden genellikle bir halenin içine sarılıdır, nedeni : Buda'dan yayılan ışığın stilize bir temsilidir.
Etiketler:
Buda heykelleri,
buda heykellerindeki anlamlar
İnsan davranışları üzerine şahsi notlarım (2)
Günlerce Sigmund Freud psikolojisi ile biyolojiyi bir araya getirmeye çalışsamda, insanlardaki "yenilgi" ve "haksızlık" mantığına net bir cevap oluşturabilmiş değilim.
Kendi üzerimizde de gözlemleyecek olursak, şuçluluk ve hata kolay kolay kabul ettiğimiz davranışlar değildir. Süreki nedenler ve "olsaydı" lar üretiriz. Örneğin; Herzaman bir başkası daha önceden hata yaptığı için bizimde hata yapmamıza neden olmuştur, ya da koşullar başarılı olmaya elverişli değildir.
Asıl sorun şu ki başarılı insanlarda mı yoksa başarısızlarda mı bu durumun daha dominant olduğunu saptayamadım. Bunun yanı sıra, İnsanları cinayete yönelten tramvanında temelini bu duygu durum değişikliğinin oluşturduğunu düşünmekteyim.(sinirsel - ruhsal açıdan sağlıklı bir insanın cinayet işlemesinden bahsediyorum)
Biyolojik olarak ise, belkide hayvanlardan bizi ayıran en önemli özelliklerden birisi olabilir. Kendi adıma konuşacak olursam doğada, başarısızlık, hırs ve hata yapmanın getirdiği suçluluk yüzünden cinayetler görmedim (ciftleşme - yiyecek - sürü liderliği vb durumları tenzih ederim)
Kendi üzerimizde de gözlemleyecek olursak, şuçluluk ve hata kolay kolay kabul ettiğimiz davranışlar değildir. Süreki nedenler ve "olsaydı" lar üretiriz. Örneğin; Herzaman bir başkası daha önceden hata yaptığı için bizimde hata yapmamıza neden olmuştur, ya da koşullar başarılı olmaya elverişli değildir.
Asıl sorun şu ki başarılı insanlarda mı yoksa başarısızlarda mı bu durumun daha dominant olduğunu saptayamadım. Bunun yanı sıra, İnsanları cinayete yönelten tramvanında temelini bu duygu durum değişikliğinin oluşturduğunu düşünmekteyim.(sinirsel - ruhsal açıdan sağlıklı bir insanın cinayet işlemesinden bahsediyorum)
Biyolojik olarak ise, belkide hayvanlardan bizi ayıran en önemli özelliklerden birisi olabilir. Kendi adıma konuşacak olursam doğada, başarısızlık, hırs ve hata yapmanın getirdiği suçluluk yüzünden cinayetler görmedim (ciftleşme - yiyecek - sürü liderliği vb durumları tenzih ederim)
İnsan Davranışları Üzerine Şahsi Notlarım
Gözlemlerime dayanarak söyleyebilirimki, toplum içerisine giren bir insanın (örneğin bir sınıfa yeni gelen, bir aktiviteye geç kalan vb) ilk önce gülünç yönlerini bulmaya çalışırız. Bu kesin bir bilgi degil tabiki, sadece benim şahsi yorumum.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)










